SİS I Sis bastı birdenbire: kapladı ufkumu sis örtüyor rûhumu sis/ ey gâibden gelen ses! gözlere perde çeken/ bu sis mazmûnu nedir? ömrümün mazmûnu sis: kaybolan günlerimiz.. yayılan sisten çıkan rûh bana hatırlatır: ey tarladan sökülen/ altın başaklı zamân! ey başakla yakılan/ parlak ateş, kör duman yeşil, “firik-buğday”lar tutardık elimizde o tâze buğday tadı ki hâlâ gönlümüzde bir kaval nağmesidir … Continue reading sis
Copy and paste this URL into your WordPress site to embed
Copy and paste this code into your site to embed