PHILOSOPHY of HISTORY / con_spection

“nâkıs bir cevherden kâmil bir cevher sudûr edemez” sözüm için açıklama ve Spinoza hakkında bir not

“Unumquodque unius substantiae attributum per se concipi debet”: each particular attribute of the substance must be conceived through itself… Spinoza nâkıs bir cevherden kâmil bir cevher sudûr edemez. . ara sıra böyle eski islam felsefesi terminolojisine mahsus kelimeleri kullanarak veciz bir söz söylemeye heves ederim. galiba varlığın anlamı kitabımda da böyle bir söz söylemiştim “mekanda vâcib olan zamanda mümkün olur.”

“nâkıs bir cevherden kâmil bir cevher sudûr edemez” sözüm için açıklama ve Spinoza hakkında bir not Continue »

sis

SİS I Sis bastı birdenbire: kapladı ufkumu sis örtüyor rûhumu sis/ ey gâibden gelen ses! gözlere perde çeken/ bu sis mazmûnu nedir? ömrümün mazmûnu sis: kaybolan günlerimiz.. yayılan sisten çıkan rûh bana hatırlatır: ey tarladan sökülen/ altın başaklı zamân! ey başakla yakılan/ parlak ateş, kör duman yeşil, “firik-buğday”lar tutardık elimizde o tâze buğday tadı ki hâlâ gönlümüzde bir kaval nağmesidir

sis Continue »

OKYÂNUS

OKYÂNUS  Sen sende iken menzil alınmaz  bahri olmadan gevher bulunmaz Yunus Emre I İşte güneş doğuyor… Duyuyor musun? İşte! yeni bir şarkı doğdu Bu nağme nerden gelir? ben de hiç bilmiyorum Tek bildiğim bu işte: Ben şarkımı söylerim- sesi göklerden gelir. Ve birden çıkagelir o en eski rûyâlar Sessizlik denizinden, Atlantis ülkesinden Canlanan hâtıralar, unutulan dünyâlar… II Gökdelenler şehrinde gördüğüm

OKYÂNUS Continue »

Scroll to Top