bir şiirimde dediğim gibi ” bir zamanlar ben dahi bir ‘mânî-i nakkâş’ idim.”
benim yaptığım ‘ornamental design’ları tezhib diye adlandıranlar var. bu röportajda görüleceği üzere sergi açtığım zaman dahi desenlerim için tezhib değil “mimari tezyinat” demiştim. hatırladığım kadarıyla ömrüm boyunca hiç tezhib yapmadım! tezhib kitap süsleme sanatıdır ve “altınla süslemek” anlamına gelir.ve çok ince işçilik gerektirir. mimarideki büyük ölçekli ornamene ntsl tezyinatı yapanlara ise müzehhib değil olsa olsa nakkaş denir. bu nakkaşlık işine mimar olan dayım necip dinç’in yaptığı ilk cami olan Sivas Paşa camii ile 1974 te başlamıştım. cami tezyinatı için dayımın mimari projeden aldığından çok daha fazla ücret (350 bin) istediğin için başkalarına hatırladığım kadarıyla 72000 tlye yaptırdılar cami tezyinatını. zaten ben de ocak 1976’da, atatürk üniversitesinde, türk dili ve edebiyatı bölümüne “paleografi ve epigrafi uzmanı” olarak tayin edilerek erzuruma gitmiştim. 1977 de tarih bölümüne geçmiştim. fatiha istifi ve tezyinat kompozisyonunu ise 1974 deki çalışmalardan kalan tezyinat müsveddelerinden hareketle 1977 yılında erzurum da yapmıştım. bu röportajda yer alan desen ise dergah yy larının edebiyat ansiklopedisinde nokta-i suğra maddesinde iktibas edilmiş ve ayrıca ötüken yy. peyami safa’nın sanat edebiyat ve tenkit (1974) kitabında da kitap kapağı olarak basılmıştır.