SALÂ

.

.

.

esrârını mezâmîr’den aldım

çaldımsa da mîrî mâli çaldım

 

SALÂ

I

“-Hey âşıkaan, âşıkaan!

Canlar cânı, cân-ı cân…”

Seheri uyandırın: Ey çeng! ey rebâb, uyan!

Âşık olanda ey dost

Artar mârifetimiz

Her gün artar, eksilmez

Artar muhabbetimiz.

Vardım Maraş’a dedim: Zervân, ey sonsuz zamân

Uyan ey Zervân uyan! Diriliş vakti bu ân…

Maraş bahçelerinde, havuz başında durduk

Söğüt dalına astık “Çeng”imizi, oturduk

Andık geçen günleri

Andıkça “hayfâ!” dedik

Hatırladıkça bizi-

Bizden sürgün edenleri.

“- Bilir misiz bu derdi ki bizden terâneler,

Bizden şenlik isterler, bize azâb edenler”

Garib geldik bu ile sürgündür nefesimiz

Gece geceye haber! gündüz güne söz söyler

Kulağı yaratan Rabb, işitmez mi sözümüz?

Yokladım bu gece ben, yüreğimi denedim

Zehir yutmuş geceden, can çekişir yüreğim

Akrep sokmuş yüreğim… Gözü yaratan görmez mi?

-Sus! Yüreğinle konuş! Söyleyiş yok, söz de yok!

II

Seheri uyandırdık: Döndük işte Konya’ya

Şavkı vurmuş güneşin taa Kubbe-i Hadrâ’ya

Bu yerde yârimiz yok: Ölü çok, dirimiz yok…

Üçler mezarlığında buluruz bir âşinâ

Yürü varalım gönül hâmûşân’ın yanına

Salâ okur, Müezzin: Bir Dâvûd Âvâze’si

Geliyor Mâverâ’dan sessiz-ölüm’ün sesi…

III

Bunda bir ses ünlemez: Kabir taşı konuşur

Ölülerin sohbeti / dirilere benzemez

Bir mezar taşı hâmûş- bir mezar taşı şâir

Bunun yazısı solmuş-bununkinde bir şiir:

“Diriden ölüye olmazsa hürmet

Çözülür bağlar, dağılır millet!”

Ölse de hürmet ister/bir vakt Bey imiş zâhir…

Âdetimiz böyledir; çünkü işimiz budur

Can sağ iken bilmeyiz ölünce bulur kıymet

Başı taşla ezeriz-taşa hürmet ederiz…

“Vilayet kaleminden / bir / yevmiye kâtibi

Emîn Efendi merhûm” koltuğunda defteri

Gece gündüz koşan bir kara tavşan gibiydi

Yetişip, tutamazsın; yevmiyesi bir kuruş…

Bir kuş öttü dalında: va’de geldiği gibi…

Gitmek zamânı geldi… Yâ Hû Emin Efendi!

IV

Kıvrılmış sarı yılan

Kabristanın yoluna

Tüyü kızıl-kara kuş

Konmuş ağaç dalına

Bu demde Guguk kuşu

Bakıp ahret falına

“-Gu, guuu guk!” dedi bana…

“Tempus Fugit!”: kaçıyor zaman, guguklu saat!

Zervân, o sonsuz zamân, der ki fânî insana

“- Yaşayan-cân’ın yoksa, nice yaşarsan yaşa!”

Bütün işlere gülüyor zaman ve diyor ki:

Bu varlığın sonu yok! her dem salâdır/ salâ…

Okursun, anlamazsın zamânın târîhini

Niye geldin dünyâya? Nereye gidiyorsun?

Bu nice okumaktır? anlamadan, eylersin

Ölümsüz bir söz söyle, söylenecek söz budur:

Ârifin sözü ölmez; ârif anlar ârifi

Söylenecek söz yoksa, söylemeden söylersin!

Hâmuş düşüyor insan bir mezar çukuruna…

V

Yol var, doğru görünür-sonu bir kabre çıkar:

Neye yarar o yol ki, yolun sonu uçurum,

Tutunsan da bir dala-zaman dalı kemirir

Daldaki tomurcuğun tadamadan balını,

Tuttuğun dal kırılır, bastığın yer sarsılır,

Düşersin bir uçurum bir uçurum ki kabir

Üstünden kuş aşamaz, tîz nefesi kesilir.

Sessizce akar zaman: çürütür her canlıyı

Tomurcuk çiçek olur: acı bir meyve verir

O meyve ki şiirdir: düşer zaman nehrine

Her yeşil sebze solar… say ki insan ot gibi:

“Sabah boy atar, büyür; akşam biçilir, kurur”.

Bahçen hüzne gark olur: ey ebedî inilti!

VI

Seheri uyandırdık: döndük yine Konya’ya

Sabâh erken Konya’da… Muhâcir Pazarı’nda

Kan alır cân satarlar üç-beş kuruş bahâya

Neye yarar bu pazar? herkes bir gölge gibi!

Gerçek… herkes bir soluk, herkes hîleli bir dil

Yüreklerde cerâhât-dudaklarda kılıç var!

Ekmek yer gibi yerler insanlar birbirini

Ter değil kandır, akar insanların sırtında

Kan değil, kötülük var, irin var damarında

İnsanın kazancı ne? Zamân sessizce akar

Bir nesil geçer/gider/gelir yeni bir nesil

Dudağından dökülen bu sürgün türküsüdür

Mal biriktir sen hemen: kimler yer bilinmez ya

Birgün kabre inersen; bu kârın neye yarar?

Bu emek, bu kazanç ne?/Bir gurur gerdanlığı

Hakîm kişi de ölür… ahmak da, budala da,

Gelenler gider geri, bu dünya sürgün yeri,

Sen de, ben de ölümlü… ha akıllı, ha deli!

VII

Alçak gönülle dedim:

– Eyidir gönül, eyidir

Eğerçi mezar taşıdır,

Bir taşla konuşmak bile

“Kibirli adamlar ile

Çapul paylaşmaktan yeğdir!”

 

google translations of this poem for english and russian

SALÂ (KNELL) : a prayer song which announce a death

I

“-Hey lovers,  o lovers!

The soul of souls, the soul in my soul …

Wake up the city: O lyre ! O rebab, wake up!

O fellow when we fall in love o friend

Our knowledge increases

Increases every day, does not decrease

Our love also increases.

I went to Marash and said: Zervân, O endless time

Wake up, O Zervân! This is the moment of resurrection …

We stood by the pool in Marash gardens

We sat on the willow branch our “lir” We sit there

We remembered the old days and we  say , “how a pity!” As much as we remembered

As we remember –

Those who banished us from ourselves.

“- Do you know that trouble  that they would ask the songs from us,

They want festivity from us, those who torment us ”

We are strangers, our breath is in exile

From Night  to night news! Every day speaks to the other day

The Lord who created the ear, who does not hear our words?

I woke up tonight, I tried my heart

From the night it swallowed poison, my heart bitter and dying

My heart stuck by scorpio … Doesn’t the eye creator see that?

-shut up! Talk with your heart! No saying, no word!

II

We woke up the city: We returned to Konya

The sun hit by the sunlight to the green dome of Rumi

We have no friend in this place: there are many dead, we have no friends, alive…

Perhaps We may  find a familiar one in Üçler Cemetery

Let’s walk my heart next to the voiceless people

Salâ(knell)  reads, Muezzin: King David’s Voice

The sound of silent-death comes from the other world

III

There is no sound here: but the gravestone speaks

The chat of the dead is not like speech of living ones

A tombstone is voiceless- a tombstone is poet

The writing on this oner is faded – this one has a poem on it:

“If living people does not respect to  the dead

bonds between people becomes Solved, break up nation! ”

Even if he dies, he wants respect / a time ago, he was  a big man perhaps

Our custom is like this; because this is our job

When someone is alive we ignore him, we know his value only when he dies.

We crush the head with stone- and we respect the stones…

“From the provincial secretariat a journal clerk

Emîn Efendi merhûm ” notebook in his hand

he was like a black bunny running day and night

You cannot catch up and hold; works for a penny for every day…

In the branch of tree, a bird crowed: as it came in va …

When it’s time to go… so long  Emin Efendi!

IV

Curled yellow snake

On the way to the cemetery

Feather red-black bird

On the tree branch

This cuckoo bird

Looking at the afterlife, fortune telling

“-Gu, guuu guk!” said to me…

“Tempus Fugit!”: Time flies, the cuckoo clock  named “Zervân”,

that eternal time, says to the mortal man

“- If you don’t have a living-life, live as much as you live!”

Time laughs at all things and says:

This being has an end!  Every second is a death,knell

You read, but you don’t understand, the story of time

Why did you come to this world? Where are you going?

is this a nice reading? without understanding, you read so

Say an immortal word, this is the word to say:

The word of the wisdom

does not die; wise man understans wise man 

If there is no word to say, you can say it without saying!

One falls into a burial pit voiceless…

V

There is a path with a visible-ending but goes to a tomb

What is for that road which the end of the road is an abyss,

If you hold a tree branch over there, time gnaws that  branch

You can not find enough time to taste the honey in the bud of that branch,

The branch you hold is broken, the place you stand is shaken,

You fall into the abyss… an abyss that the grave is

Even The bird cannot pass over it, even a bird becomes out of breath

time flows quietly: it will rebut every creature

The bud becomes a flower: but it gives a bitter fruit

That fruit is poetry: it falls into the “time river”

Every green vegetable fades…  as if human is weed

:

“He grows up in the morning, grows up; it is cut

in the evening and dries ”

Your garden will be full of sadness: O eternal moan!

We awoke the city: we returned to Konya again

in the early morning in Konya city, in the muhacir bazaar…

They take blood, sell the soul, sell them foır three or five cents

What is this market for? everyone is like a shadow!

The truth … everyone is a breath, everyone is a fraudulent language

There is inflammation in the hearts people and  swords are on the lips!

People eat each other like as if they are eating bread.

It is blood, not sweat, which flows on people’s back

Not blood, there is evil, there is pus in their vein

What is the gain of man? Time flows quietly

One generation passes / goes / comes a new generation

This is the song of exile pouring from my lip

Collect goods immediately: who benefits from it is not known

If you come down to the grave one day; what is the use of this profit ?

What is this labor, what is this gain? A pride of necklace

Wise man dies too… fool or stupid also,

Those who come  will go back, this world is a place of exile,

You and I die too… either smart, or crazy!

I said with modesty at last:

– it is Good my heart, thi is good

Though you speak now with a gravestone,

Even talking with a stone

is a better than

to share booty

With arrogant men!

SALÂ (KNELL): молитвенная песня, которая объявляет о смерти

я

«Привет, о любители!

Душа души, душа в моей душе…

Разбуди город: О лира! О ребаб, проснись!

О, парень, когда мы влюбляемся, друг

Наши знания увеличиваются

Увеличивается с каждым днем, не уменьшается

Наша любовь также увеличивается.

Я пошел к Марашу и сказал: Зерван, о бесконечное время

Проснись, о Зерван! Это момент воскресения …

Мы стояли у бассейна в садах Мараш

Мы сидели на ветке ивы, наш «лир» Мы сидим там

Мы вспомнили старые времена и говорим: «Как жаль!» Столько, сколько мы помнили

Как мы помним –

Те, кто изгнал нас из себя.

«- Ты знаешь ту беду, что они будут спрашивать песни у нас,

Они хотят веселья от нас, тех, кто нас мучает »

Мы чужие, наше дыхание в изгнании

Из ночи в ночные новости! Каждый день говорит на другой день

Господь, который создал ухо, который не слышит наших слов?

Я проснулся сегодня вечером, я попробовал свое сердце

С ночи проглотил яд, мое сердце горело и умирало

Мое сердце застряло от скорпиона … Разве глаз создатель не видит это?

-Молчи! Поговори со своим сердцем! Без слов, без слов!

II

Мы разбудили город: мы вернулись в Конью

Солнце попадает под солнечный свет на зеленый купол Руми

У нас нет друзей в этом месте: там много мертвых, у нас нет друзей, живы …

Возможно, мы найдем знакомого на кладбище в Ючлере

Давайте пройдемся по моему сердцу рядом с глухими людьми

Сала (звонкий) читает, Муеззин: голос царя Давида

Звук тихой смерти исходит из потустороннего мира

III

Здесь нет звука: но могильный камень говорит

Беседа мертвых не похожа на речь живых

Надгробный камень глухой – надгробный камень поэт

Надпись на этом бланке поблекла – на этом есть стихотворение:

«Если живые люди не уважают мертвых

Узы между людьми становятся решенными, распадаются нации! »

Даже если он умрет, он хочет уважения / некоторое время назад, возможно, он был крупным человеком

Наш обычай таков; потому что это наша работа

Когда кто-то жив, мы игнорируем его, мы знаем его ценность только тогда, когда он умирает.

Мы разбиваем голову камнем – и мы уважаем камни …

«Из провинциального секретариата клерк журнала

Эмин Эфенди умер »

он был как черный зайчик, бегающий днем ​​и ночью

Вы не можете догнать и удержать; работает за копейки на каждый день…

На ветке дерева кричала птица: как она появилась в ва…

Когда пришло время уходить … так долго, Эмин Эфенди!

IV

Завитая желтая змея

По дороге на кладбище

Перо красно-черной птицы

На ветке дерева

Эта кукушка птица

Глядя на загробную жизнь, гадания

«-Гу, гууу гук!» сказал мне…

«Tempus Fugit!»: Время летит, часы с кукушкой по имени «Zervân»,

это вечное время, говорит смертный человек

«- Если у тебя нет живой жизни, живи столько, сколько живешь!»

Время смеется над всеми вещами и говорит:

Это существо имеет конец! Каждая секунда – это смерть, звон …

Ты читаешь, но не понимаешь, историю времени

Почему вы пришли в этот мир? Куда ты собираешься?

это хорошее чтение? без понимания читаешь так

Скажи бессмертное слово, это слово, чтобы сказать:

Слово мудрости

не умирает; мудрый человек понимает мудрый человек

Если нет слов, чтобы сказать, вы можете сказать это, не сказав!

Человек попадает в могилу без голоса …

В

Есть путь с видимым концом, но идет к могиле

Что за та дорога, конец которой – бездна,

Если вы держите там ветку дерева, время грызет эту ветку

Вы не можете найти достаточно времени, чтобы попробовать мед в зародыше этой ветви,

Ветвь, которую вы держите, сломана, место, где вы стоите, потрясено,

Вы падаете в пропасть … пропасть, в которой находится могила

Даже птица не может пройти над ним, даже птица затаила дыхание

время течет спокойно: оно опровергнет каждое существо

Бутон становится цветком, но дает горькие плоды

Этот плод – поэзия: он падает в «реку времени»

Каждый зеленый овощ исчезает … как будто человек – сорняк

:

«Он растет утром, растет; это вырезано

вечером и сохнет »

Ваш сад будет полон грусти: О, вечный стон!

Мы разбудили город: мы снова вернулись в Конью

рано утром в городе Конья, на базаре Мухацир…

Они берут кровь, продают душу, продают их за три или пять центов

Для чего этот рынок? все как тень!

Правда … все – это дыхание, каждый – мошеннический язык

В сердцах воспаление, а на губах мечи!

Люди едят друг друга, как будто они едят хлеб.

Это кровь, а не пот, который течет по спине людей

Не кровь, есть зло, в их жилах гной

Какова выгода человека? Время течет спокойно

Одно поколение проходит / уходит / приходит новое поколение

Это песня изгнанника, льющаяся из моей губы

Немедленно собирать товар: кому это выгодно, неизвестно

Если вы спуститесь в могилу однажды; какая польза от этой прибыли?

Что это за труд, что это за выгода? Гордость ожерелья

Умный человек тоже умирает … глупый или глупый,

Те, кто придут, вернутся, этот мир – место изгнания,

Мы с тобой тоже умрем … либо умные, либо сумасшедшие!

Я сказал со скромностью наконец:

– Это хорошо, мое сердце, это хорошо

Хотя вы говорите сейчас с надгробием,

Даже разговариваю с камнем

лучше чем

делиться добычей

С высокомерными мужчинами!

 

Scroll to Top