2. solus ipse (I alone)

2. solus ipse (I alone), yalnız ben: men menem dîger nist. (ben benim, benden başka bir şey yok) “Since we can not change the reality, let us change the eyes which see it.” “madem ki realiteyi değiştiremeyiz; o halde, haydi onu gören gözleri değiştirelim.” A Byzantine Mystic Şimdi, en başta zikrettiğimiz  rübaiye dönerek,  benliğin varlığı hakkında bir şüphe ifade eden […]

2. solus ipse (I alone) Continue »

YÖK, MEKTEPLER VE İLME DAİR

   YÖK, Mektepler ve İlme Dair1 Bugünlerde YÖK yine iş başında, “İndoktrinasyon”, yani “mecburî eğitim yoluyla ideoloji aşılamak için beyin yıkama” maksadının üniversite seviyesindeki tezâhürü işte bu YÖK kurumu. Üniversite seviyesinde bile hür düşünceyi kabul edemeyen bir kurum. Aslında, bütün kurumsal yapılar, beşerî faaliyetlerimizin bizim irademizden müstakil bir varlık ve işleyiş tarzı kazanmış, bize yabancılaşmış ve bize rağmen işleyen, “yabancılaşma” (alienation) biçimlerinden ibaret değil mi? YÖK

YÖK, MEKTEPLER VE İLME DAİR Continue »

Hattat Hâmid’in Âhı

“Kul bismillah tecid afvullah”; Şeyh Abdülkadir el-Cilâni (el-Gunye kitabında) fevkalâde bir müsecca nesirle besmeleyi şerhederken buyurdukları gibi, “bismillah de ki afvullahı bulasın!” Biz dahi bismillah diyoruz ki Allah Teâlâ bizi afv ü mağfiret buyursun ve günahlarımızı setr eylesin inşallah. Şöyle arz edeyim ki, bihamdillah, gençlik yıllarımda resmî mekteplerdeki tahsil hayatıma ilâveten birçok değerli üstattan istifade edip feyz almak şerefine erişmiştim.

Hattat Hâmid’in Âhı Continue »

Şeydâ Dîvânı Hakkında

İstanbul’da 1994 senesinde tertiplenen “Fuzûlî Sempozyumu”nda Türkiye Yazarlar Birliği’ tarafından (“XX. yüzyılda Fuzûlî Dîvânına bir nazire: Şeydâ Dîvânı” başlığı ile takdim edilerek) o makâmın muktezâsına göre konuşması istenen Şahin Uçar’ın, işbu vesileyle kendi Divanı hakkında söylediği sözler: … nihân etdim kelâmım gerçi ma’nâ âşikâr oldu söz oldu perde-i hüsnün: o perde vasf-i yâr oldu Bismillâh’ir-Rahmân’ir-Rahîm. Elhamdü lillâhi rabbi’l-âlemin ve’ş-şükrü li-vâhib’il-mekârim.

Şeydâ Dîvânı Hakkında Continue »

per speculum

videmus nunc per speculum in aenigmate: tunc autem facie ad faciem. nunc cognosco ex parte: tunc autem cognoscam sicut et cognitus sum. biz şimdi bir söz muamması içinden, karanlıkta bir ayna vasıtasıyla görüyoruz: Ama daha sonra doğrudan doğruya göreceğiz. Şimdi onu kısmen idrak ediyorum. ama daha sonra idrak edildiğim kadar idrak edeceğim/görüldüğüm kadar göreceğim…

per speculum Continue »

Şiir ve Ma’rifet

  (İlim ve Sanat Dergisi, s: 28, 1991)   Bu yazımızda, kendi “epistemoloji”miz (marifet nazariyesi; bilgi teorisi) ve şiirin mahiyeti üzerinde durmak istiyoruz. 20 yıl kadar önce, estetik teorilerini araştırırken “Einfühlung” tabiri ile karşılaşmıştım. Bu teoriye göre insan sanat eserini incelerken mevzuu ile bütünleşip, aynileşerek, tıpkı o eseri meydana getiren sanatkâr gibi bir yakîn bilgisine “bir anlayış”a (verstehen) erişebilirdi. Yine

Şiir ve Ma’rifet Continue »

A’râf

Kızım Fatma Uçar’a mef’ûlü, mefâîlü,mefâilü, feûlün.    Vaktâ ki kadem bastı bu dünyâ üzre âdem Her lahza geçen ânı unutmakta dem-â-dem   Bir nağme ki her dem değişir kalbi zamânın Efsûs… geçen günleri kalbim, unutursun Yâdında kalır belki şiir kalb-i zamânın   Yâdında kalır belki şiir söylediğim gün Efsûnu geçen demlere kalbim gibi hem-dem Bir tortu kalır gerçi kadehinde bu

A’râf Continue »

Scroll to Top