Şahin Uçar: ben de spinozacıyım. etikası muhteşem. ondaki tanrı anlayışı bizim sufilerinkine benziyor ama daha iyi ifade eden bir üslubu var, biliyorsun geometri kitabı gibi propozisyonlar ve isbat metodu ile yazılmıştır, üslûb salâbeti var.
ama spinozanın 4 büyük kusuru var bence. geometrik ispat tarzını kullanması metafiziğinin üstün vasfı. görüşlerini saflaştıran ve billurlaştıran yönü de bu elbette. (galile ve dekart gibi insanların matematiği kullanarak elde ettiği başarılardan çok etkilenmişti tabii olarak) ama aynı zamanda kusuru. zira spinoza geometriik isbatı aklın nihai ve itiraz edilemez burhânı sanıyordu.onun çağında henüz euclid dışı geometriler inşa edilmemişti çünkü. topoloji, rieamann, lobaçevski, poincare, hilbert geometrileri hep sonraki yüzyılların eseri. euclid dışı geometrilerin de var olabileceğini tasavvur edemezdi ve insani şuurun telkin ettiği üç boyuttan veya şuurun mahiyetinden şüphe etmeyi düşünemezdi elbette spinoza. ikinci kusuru mantıki muhakeme ve geometrik istidlali problemsiz sanması. yani yine çağının ilmine göre konuşuyor.onun zamanında aristo mantığı da tartışılamazdı. cevher kavramını çok ustalıkla kullanır ve metafizik görüşlerini burdan hareketle istidlal eder. ibni meymun okuduğu için o tarîk ile eski islam felsefesinin tesirleri var spinozada, o noktada da. cevher yani atom ve onun attribute veya modlari gibi kavramlar yine spinoza çağında ve onun sağlam muhakemeli geometrik propozisyonlar tarzındaki muhakemesi ışığında tartışılamaz zannedilir. ancak biliyorsunuz 20. yüzyılda bir de quantum mekaniği çıktı ortaya fizikte. 4. kusuru sonsuzluk kavramını ele alış tarzı ve o kavrama dayanan tanrı istidlalleri. ne yapsın ki George cantor ve setler teorisi de spinozadan çok sonraki matematik gelişmeleri. etikası ile insanlığı büyüledi. gerçekten en iyi filozoflardan biri. ama ben daha şüpheci bir filozofum: mantık, geometri, sonsuzluk ve cevher (atom) kavramlarını da çağımızda var olan bilgi birikimi ile değerlendirmek durumundayım ve bu yüzden spinozanın metafiziğini biraz o zamanki bilinenler çerçevesinde yazılmış ve eksik/kusurlu bulurum. spinoza hakikaten büyük adamdır elbette. hayatı ve davranışları da öyle. cemil meriç ise batıyı ve hindi biraz tetkik etmişti ama doğuyu ve islam medeniyetini pek bilmezdi. onun sözleri vasfî değil benim için. adam alim değil, filozof değil, sanatkar değil, sadece kültürlü ve iyi bir entellektüeldi. onun bu kadar büyük insanları elbette anlaması da değerlendirmesi de mümkün değil. onun söylediği “bir aydının intibası”dır sadece. bizde de elbette (şekil 1 de görüldüğü gibi) büyük adamlar var tabii. amma bizde büyük insanların kıymeti anlaşılamaz ve bilinemez ve kültürümüz bozuktur: hased, bencillik, normsuzluk var bizde. o yüzden “şeklimiz kaymış” işte…. biruninin veya ibni sinanın dehası spinozadan da yüksek bence. yine de ekleyeyim: ben felsefî ve ilmî bahislerin zannedildiğinden çok daha kompleks ve şüphe götürür olduğunu düşünen biraz aşırı bir şüpheciyim. muhakememizin aletleri olan semantik, mantık ve matematiğin de büyük kusurları var. o hususları ve insan ruhunun diğer kaynaklarını da dikkate almak lazım bence vesselam.