İstanbul Milliyetçiler Derneği’nde, 1969′ da yaptığım Estetik Seminerleri”nde, bilhassa İbni Haldun ve Louis Massignon’un yazdıklarından hareketle, bilhassa “aşk estetiği”, adını verdiğim gûyâ mistik sanat yorumları yapmaya çalışıyordum. Hatta yazdığım metinlere ilaveten, o sıralar kopya ettiğim ve üzerine açıklayıcı notlar yazdığım böyle desenleri de göstererek ananevi sanatları tasavvufî bir sanat anlayışı ile izah etmek istiyordum. Maalesef o gençlik yazılarım, elden ele dolaşırken, kaybolmuştu; bugün bazı eski dosyaları karıştırırken, o zamanlar Dernekteki seminerlerde arkadaşlara gösterdiğim bu deseni buldum.. Şimdi, bu deseni görünce yâdıma o demler, o gençlik günlerinin hâtıraları geldi: ” Kani ol demler ki gûyâ Mâni- i-Nakkâş idim”…