Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisindeki Biyografime Annex

Yazar burada, Yılmaz Öztuna’nın Türk Musikisi Ansiklopedisi’nden  biyografik bilgi nakletmiş; hakkımda yazılan bazı yazıların da künyesini vermiş. İran da neşredilen fürûğ-i âzâd î gazetesinde  ve Beşir Ayvazoğlu’nun İslam Estetiği kitabında yazılanları da bu bilgilere ekliyorum:

 

Beşir Ayvazoğlu’nun İslam Estetiği ve İnsan kitabında Şeyda Divanı:
.Divan şiirini klasik tarzda devam ettiren şairlerden bazıları şunlardır: amil Çelebioğlu, Midhat Sertoğlu, Şahin Uçar (Şâhin-i Şeydâ), Cemal Kurnaz, Mustafa Tahralı. Şahin Uçar’ın “Şeydâ Divanı” (Sivas 1980), Fuzulî vadisinde yazılmış ve klasik tarzda düzenlenmiş bir divandır ve bu özelliğiyle yirminci yüzyıl Türkiye’sinde bir benzeri yoktur. İran’da Azerî türkleri arasında geniş yankılar uyandıran Şeydâ Divanı, Fuzulî edasında seci’li nesirle yazılmış bir “Mukaddime”yle başlıyor, “Kaside der tevhîd-i hazret-i bârî”, “Musammat kaside der vasf-ı hazan”, “Der na’t ü salat ber fahr-i kâinat”tan sonra, gazeller, terkib-i bend, terc-i bend, müseddes, muhammes, murabba, Fuzuli’nin gazelini taştir, rubaiyyât ve tarihlerle son buluyor. Şahin-i Şeydâ’dan bir gazelini, örnek olmak üzere buraya alıyoruz:
Dil sadef ü cânân ona şeh-vâr olur ancak
Dil aşk ile bir vâkıf-ı esrâr olur ancak
Dil nağme-i ummânı terennüm eder ammâ
Ma’kes ona bu kubbe-i devvâr olur ancak
Dil mest bu câm olmadan bir âlem-i gülgûn
Açdıkça gözüm kan yaşı reftâr olur ancak
Dil şerh edemez bâri sabâ söylese yâre
Nutkum tutulur yâr dil-âzâr olur ancak
Dil derdine şeydâ yine bîgâne mi cânâ
Dîvâne gönül sende bu bâzâr olur ancak
.

 

 

Toplayan ve yazan: Yahyâ Şeydâ Şahin Uçar

«Şeydâ» Türkiye’nin Klasik Ve Üstâd Şâiri

Türkiye’nin ötmegim dilli ve klasik şe’r yazanı indi Şahin Uçar’dır ki, «şeydâ» tehallus edir. Onun şe’rleri ümumiyyetle eski kalıbda (aruz vezninde) olub, möhkem ve mazmunludur. Şahin uçar 1949′da Sivas’da anadan oldu. Boy atandan sonra 1972-nci ilde İstanbul Edebiyat Fakültesine ad yazdırıb tarih riştesinde fâriğ-i tahsil oldu. Üç il ondan sonra Sivas’da muallimçilik eyledi. Lakin bu bilikler onu kaani’ ede bilmeyib ulu ir’adesin ödemeyirdi. Bu sebebe göre, İstanbul’da talebe sırasında olub hususi ustadlardan hat-tezhib-şe’r-musiki ve tarih derslerin öyreşdi ve derin mütalielerle ikmâline çalışdı. 1976′da Erzurum’da Atatürk Dânişgâhında Türk Dili ve Edebiyat Rişte(sinde) ders vermeye başladı ve bu riştelerin üstadı ta’yin oldu. İndi ise Şahin Uçar Edebiyat Dânişgedesinde islam tarihi(ni) ders verib ve tarih riştesinin asistanıdır. Onun şe’rler mecmuası «Şeyda Divanı» adındadır ki, 153 sehifeden ibaretdir ve öz yazdığı başlanışla Türkiye’de çap olub. Biz ona müveffeqıyyetler dileyib ve daha da qabaqcıl olmasını ulu tanrıdan arzu edirik. Ve meqalenin qurtuluşunda iki parça şe’r ondan köçürürük; tâ aziz okuçularımız onun kudretine ve ihâtasına edebiyat ve şe’r aleminde vâkıf olsunlar:

âşıkın îlhâmı

ey gönül dünyâ sana vermez neşât

gerdişinden eyle havf ü ihtiyât

yârdan dûr olmasa şeydâ gönül

halk ile men eylemezdim ihtilât

koymadı öz hâlime bütler meni

büt-perestem mezheb ü meylim galat

âşıka ilhâm sendendir müdâm

âşıkındır çünki var bir irtibat

yâre kurbân eyle şeydâ cânını

cândan cânâne varmakdır sırat

tab’ı-mevzûn

kûşe-i uzletde bağrım çâk çâk

bî-kes ü bîçâreyem men derd-nâk

her nefes bir dûd-i âhım var menim,

âteş-i dil böyle derd-i sûzinâk

cânımı cânâne verdim almadı

oldu cismim intizârından helâk

belki yârim sîneme mihmân olur

olsa cismim râh-ı cânân üzre hâk

vasf-ı aşkın dinlemez bîgâneler

var mı şeyda tab’ ı -mevzun, kalb-i pâk

Scroll to Top