Şahin Uçar

MUVAŞŞAH: Endülüs’te bir zaman, o endülüs gazeli

Çâresiz ve yalnızca yenmek için zamânı Bu gece bir kahvede şiirler yazıyorum: . Şu yağmurlu gecede sigara dumanından Zamânı süzüyorum: zamânın her ânından Çıkıyor bir kafiye-bir hayal ormanından . Sisli bir orman gibi sigaramın dumanı Bu ormana mısralar yazıyor… bozuyorum . Çâresiz ve yalnızca aşmak için zamânı Zamânın kemirdiği beynimi kazıyorum Yazdığım her mısra bir ızdırâb armağanı . Dalıp bir […]

MUVAŞŞAH: Endülüs’te bir zaman, o endülüs gazeli Continue »

“nâkıs bir cevherden kâmil bir cevher sudûr edemez” sözüm için açıklama ve Spinoza hakkında bir not

“Unumquodque unius substantiae attributum per se concipi debet”: each particular attribute of the substance must be conceived through itself… Spinoza nâkıs bir cevherden kâmil bir cevher sudûr edemez. . ara sıra böyle eski islam felsefesi terminolojisine mahsus kelimeleri kullanarak veciz bir söz söylemeye heves ederim. galiba varlığın anlamı kitabımda da böyle bir söz söylemiştim “mekanda vâcib olan zamanda mümkün olur.”

“nâkıs bir cevherden kâmil bir cevher sudûr edemez” sözüm için açıklama ve Spinoza hakkında bir not Continue »

sis

SİS I Sis bastı birdenbire: kapladı ufkumu sis örtüyor rûhumu sis/ ey gâibden gelen ses! gözlere perde çeken/ bu sis mazmûnu nedir? ömrümün mazmûnu sis: kaybolan günlerimiz.. yayılan sisten çıkan rûh bana hatırlatır: ey tarladan sökülen/ altın başaklı zamân! ey başakla yakılan/ parlak ateş, kör duman yeşil, “firik-buğday”lar tutardık elimizde o tâze buğday tadı ki hâlâ gönlümüzde bir kaval nağmesidir

sis Continue »

Scroll to Top