İslam Estetiği Kitabından

Divan şiirini klasik tarzda devam ettiren şairlerden bazıları şunlardır: amil Çelebioğlu, Midhat Sertoğlu, Şahin Uçar (Şâhin-i Şeydâ), Cemal Kurnaz, Mustafa Tahralı. Şahin Uçar’ın “Şeydâ Divanı” (Sivas 1980), Fuzulî vadisinde yazılmış ve klasik tarzda düzenlenmiş bir divandır ve bu özelliğiyle yirminci yüzyıl Türkiye’sinde bir benzeri yoktur. İran’da Azerî türkleri arasında geniş yankılar uyandıran Şeydâ Divanı, Fuzulî edasında seci’li nesirle yazılmış bir “Mukaddime”yle başlıyor, “Kaside der tevhîd-i hazret-i bârî”, “Musammat kaside der vasf-ı hazan”, “Der na’t ü salat ber fahr-i kâinat”tan sonra, gazeller, terkib-i bend, terc-i bend, müseddes, muhammes, murabba, Fuzuli’nin gazelini taştir, rubaiyyât ve tarihlerle son buluyor. Şahin-i Şeydâ’dan bir gazelini, örnek olmak üzere buraya alıyoruz:

 

Dil sadef ü cânân ona şeh-vâr olur ancak

Dil aşk ile bir vâkıf-ı esrâr olur ancak

 

Dil nağme-i ummânı terennüm eder ammâ

Ma’kes ona bu kubbe-i devvâr olur ancak

 

Dil mest bu câm olmadan bir âlem-i gülgûn

Açdıkça gözüm kan yaşı reftâr olur ancak

 

Dil şerh edemez bâri sabâ söylese yâre

Nutkum tutulur yâr dil-âzâr olur ancak

 

Dil derdine şeydâ yine bîgâne mi cânâ

Dîvâne gönül sende bu bâzâr olur ancak

 

Beşir Ayvazoğlu / İslâm Estetiği ve İnsan

Scroll to Top