Mülk ve Hilafet Kitabı Hakkında

 

.

 

Mülk ve Hilafet hakkında.

Prof. Dr. ŞAHİN UÇAR. Mülk ve Hilâfet, 160 s., 4. baskı. İst. 2011 (ilk baskı Konya 1992, Şûle Yayınları, Şahin Uçar, tarih felsefesi gibi zor bir alanın hocası ve müellifidir. Doğu ve Batı’nın klasik ve aktüel büyük dillerini bilen, tasavvuf musikimiz bestekârı, tanbûrî ve neyzen, Türk edebiyat tarihinin dîvân sahibi son şairi, hattat büyük bir bilgindir. Verimli yazardır. Hayli değerli kitabın müellifidir. Karakteristik, az işlenmiş, münakaşalı konu ve tarih konularını işlemiştir. Bu eseri, Türkiye Yazarlar Birliği Fikir Ödülü’nü almıştı.

Mülk ve Hilâfet Kitabı

 

Bir diğer adı da “Medine’yi Yeniden Kurmak” olan kitap “egemenlik” kavramını başlangıcından günümüze temelinden sorguluyor.

Çetrefil meselelerle boğuşmayı severek göze alan; akademik kimliği yanında millî kültür sahasında da mütebahhir bir zat olan Şahin Uçar, tefekkür hayatımızın haylice karanlık kalmış bir alanında ışık yakmaya çalışıyor.

Şahin Uçar’ın çalışma sahası “Ortaçağ Tarihi” ancak, ona, rasathanesini ortaçağa kurup oradan bütün kainatı gözleyen bir mustagrib diyebiliriz. Uçar, şahsi tarih felsefesini açıklayabilmiş ender ilim adamlarımızdan biri. İslâm’da Hilafet ve Mülk kitabının da başlangıç bölümünü metod bilgisine tahsis etmiş. Uçar “tarih felsefesi (veya yorumu) yapılmadığı takdirde; tarihi hadiseler hakkındaki bilgi yığını, işe yaramaz bir kaosa dönüşür” diyor. Ne kadar haklı..

İslâm’da Mülk ve Hilafet, mensup olduğu kültür muhitini derinliğine kavramış bir ilim adamının, evrensel alana ne denli rahatlıkla kanat çırpacağını göstermesi açısından güzel bir örnek.

Okuyucu, kitabın ilerleyen ve gelişen bölümlerinde adeta evrensel bir forumun ortasında kendini buluyor. İnsanlık saadet ve felaketinin, bazen defne yaprakları ile çoğu kere ise kanla çizilmiş çerçevesi olan hakimiyet ve devlet kavramları, bu forumda tartışılıyor. Bu mahşeri zeminde Zerdüşt rahiplerinden, İsrâil peygamberlerine, St. Augustin’den Toynbee’ye kadar herkes söz alıp konuşuyor. Tabii Şia’sı, Selefiyesi, Hâricisi, Bâtınisi ile tüm İslâmî ekoller de bu resmi geçitte var.

Uçar eserinin geri planında hep “ilahî hukuk, Mülk’ün, yani beşeri krallığın reddi manasına gelir” tezini tekrarlıyor. Ve İslâm fütuhatının da Pax Islamica, yani Allah’ın hakimiyetini kurmak üzere beşeri hükümranlıkların zulmüne son vermek, İslâm sulh ve selametini bütün dünyaya yaymak fikrini esas aldığını belirtiyor. Şahin Uçar’ın Mülk kelimesinin etimolojisi üzerine yaptığı yorumlar hayli ilginç. Yahudi ve Hıristiyan kaynaklarında “Kendi halkının evlatlarını yiyen (harplere sevkeden) putlaştırılmış devleti, totaliter devleti sembolize eden Moloch veya Molok kelimesi ile Mülk kelimesini alakalı gören yazar, “El mülki Lillah (Mülk Allah’ındır)” ayeti kerimesini bu açıdan yorumlara tâbi tutuyor.

Kanaatimizce Şahin Uçar Mülk ve Hilafet kitabıyla Türk düşüncesinde yeni bir tartışmayı başlatacaktır. Tıpkı 1970′li yıllarda rahmetli Küçükömer’in başlattığı tartışmaya benzer birini. İdris Küçükömer Türkiye Cumhuriyeti’nin dayandığı siyasi rejimin tutarsızlığını ve halka olan yabancılığını göstermişti. Şahin Uçar da adı ve yaşandığı devir ne olursa olsun, İlahî hukuk -Egemenlik ilişkisini görmeyen siyasi oluşumların çıkmazlarını ortaya koyuyor. Ve çağımız müslümanlarına “Medine’yi yeniden kurarak” Peygamberane bir yol izlemekten başka çareleri olmadığını söylüyor. Şahin Uçar’ı dikkatle okuyanların kafalarındaki birçok sorunun çözümlerini bulacaklarını zannediyorum.

(*) Tarih Felsefesi Açısından İslam’da Mülk ve Hilâfet

(Medine’yi Yeniden Kurmak)

Doç. Dr. Şahin Uçar / Konya 1992, s. 175.

M. Çetin Baydar

Türkiye Yazarlar Birliği 15. Yılı Kutlamaları

Scroll to Top