şarkı söyle bana, gözlerimi al…

“Gannî lî ve huz aynâyî”

I.

Sonsuzluğun ufkundaki kuşlar

Her sırrı bilir, vakti bilirler

Yağmur kokusundan mıdır onlar?

Onlar ki gelir, gerçek olurlar

Teşbihteki bir sır gibi düşler

Kalbin dilidir, kalbe gelirler

Bak kalbine yalnız gezen avcı

Gönlündeki dağlar gibi yalnız

Sonsuz göğün ufkundaki dağlar

Andıkça geçen demleri ağlar

Sonsuzluğun ufkundaki kuşlar

“Kuşlar mıdır onlar ki her akşâm

Âlemlerimizden sefer eyler?”

II.

Bir kuş kanat açtı: adı aşktır

Göklerde kanat sesleri kuşlar

Ses var ki ışıktır: göğe mahsûs

Söz var ki gönüllerde ışıktır

Ey özge sedâ: nûr-i semâvât

Yâdımda kalan yankıdır efsûs!

Kuşlarla gelir öfkeli rüzgâr

Sonsuz göğün ardındaki sırlar

Birdenbire çarpıntısı kalbin

Sessizce fısıldar kederinden

Bir nehr-i mükedder gibi heyhât

Kalplerde akan güçlü nehirler

III.

Aktıkça akar kalbe nehirler

Deryâyı görür nehri görenler

Dünyâda ve ukbâda nehirler

Her sırra erer, nehre erenler

Dağlarda şiir çağlayan ırmak

Kuşlarla, bulutlarla ve rüzgâr

Kuşlarla gezen bu deli rüzgâr

Bir sâf şiir, bir şarkı ancak

Ağlarsa gözüm şarkılar ağlar

Dil-beste gönül bestelerinden

IV.

Taa kalbime gir, söyle derinden

Al gözlerimi, şarkıyı söyle!

Kan sızdırarak sanki şakaktan

Kan doldu gönül kâsesi, söyle!

Bir şarkı oku: gözlerimi al!

Kuşlar ki gelir kanlı ufuktan

Bahsettiler aşkın kederinden:

Derler ki, dilin mahremi yoktur

Kalp yalnızı bir avcı çocuk var…

Bir şarkı oku: gözlerimi al!

Derler ki: dilin mahremi yoktur

Kalplerdeki esrârı bilirler

“Ayrılıktan şerha şerhâ bir yürek

İsterim ki şerh edem aşk derdimi” (*)

Dost böyle dedi: “aşk ile söyle!”

Bir şarkı oku: gözlerimi al…

(*) Mesnevi’den.“Sîne hâhem şerha şerhâ ez firâk/

tâ begûyem şerh-i derd-i iştiyâk” beytinin türkçesi

Scroll to Top