Bir bilgi tashihi: Üniversiteye bir yıl geç başladığım doğru ama bunun sebebi imtihan harcı değil. ilk sene üniversite imtihanına girmek yerine, yalnız özel imtihanla öğrenci alınan Güzel Sanatlar Akademisi Mimarlık Bölümü imtihanlarına girmeyi tercih etmiştim, akademide resim yapma kabiliyeti aranıyordu ve ben baraj olarak konan resim imtihanını geçemedim. Halbuki yalnızca Güzel Sanatlar akademisine müracaat etmiştim. resim imtihanında bir çeşme ve kova resmi çizmemizi istemişlerdi ben de bir türk mimarisi tarzında bir çeşme ve kova çizmiştim. Resim imtihanında diskalifiye olup, elendim; diğer fakültelerin imtihanına girecek olsam, babam bana harç parası verebilirdi elbette. Babam kolay ve iyi para kazanırdı, fakir de değildi. Ney, lavta, tar, kudüm gibi aletleri elime almışlığım vardır ama hiç birine emek vermedim ve hiç bir zaman ” iddialı” bir sâzende olduğumu söylemedim. Yani bu tasvirin mübalağalı ifadelerinden ortaya âdeta bir karikatür çıkıyor ve benim bu tuhaf karikatürdeki gibi gülünç iddialarım da yok; belki yazarın kötü niyetinden değil, ama üslubu böyle işte. Beşir Bey benden 5 yaş küçüktür ve taa o ilk gençlik günlerimizde arkadaşım olduğu için, beni seviyor ve elinden geldiğince övüyor işte… Ne var ki, biz bu cemiyete çok yabancı ve garip kaldık; her kes gibi galiba Beşir Bey dahi beni pek anlamıyor. Mesela, ” İflah olmaz (ne demekse?) bir Tolstoy hayrânı” olduğum doğrudur ve lâkin edebiyatı seven ve anlayan bir insanın…Tolstoy’a hayran olmaması mümkün mü, yani?