dil ve düşünce konferansı
I Yürek yeni kanatlanmış bir kuştu, sevinçle kanat açtı her iklîmi dolaştı geçti Altaylar’dan, Tanrı Dağı’ndan yedi iklîmi, dört ummânı aştı gönül yeni kanat açmış bir kuştu… Uçtu Tûr-u Sînâ’ya Mûsâ ile uçtu Zeytin Dağı’na Îsâ ile ve Hîrâ’da Muhammed’le buluştu Nûr Dağı’ndan Kaf Dağı’na ulaştı. Kaf Dağı’ndan geçti gönül âb-ı hayât içti gönül gönüldür “kutlu ebâbil” her zamandan göçtü
I Şafakta gül açarken bir uykusuz geceden Düştü çiğ tânesi gül yaprağına İçtim yanâ yanâ ben o şaraptan Güle geldim geceden… Serhoş mudur, şeydâ mıdır bilemem Yâr kokusu gelir gülün terinden Şerh edemem, söylesem ahvâlimi Sabredemem, söylemesem hâlimi. Şikâyetim var öz nağmelerimden… II Yaar! Yâr-i yârdir pîrimiz “Kâr kâr-i mâst, çün o yâr-i mâst” “Kâr bizim kârımız, çünki
Ey gönül dinle beni kimseler bilmez bunu gerçi sırrın âşikâr söyle göreyim seni! . Ay ışırken geceler ağla gönül ağla gönül unutup türkülerin sözlerini ağla gönül bu karanlık gecenin şarkısıdır şarkısıdır gecenin şarkısını söyle gönül söyle gönül: Ey karanlık gecenin şarkısı sessiz ölüm karanlıkta titreyen ay ışığı, sen söyle neyleyim ki türkülerin sözlerini unuttum hatırlasın üşüyen ve unutan geceler .
translated by ahmet Fahreddin UÇAR Lionel Trilling’in “The Experience of Literature” isimli eserindeki ‘İvan İlyiç’in Ölümü’ yorumu: Hepimiz ölümden korkarız ve tahayyülümüz bunun gerçekliğini idrak etmekten kaçınır. Gayet rahat bir şekilde “bütün insanlar ölümlüdür” deriz, fakat Tolstoy’un İvan İlyiç’in ölümü hikayesinde de olduğu gibi, bunu soyut ve genel bir önerme gibi söyleriz ve her kes bu genellemenin bilhassa kendi ölümü
Lev Tolstoy’un İvan İlyiç’in Ölümü’ hikayesi, Lionel Trilling Continue »
2 kasım 2019, yeşil cami çinileri içindeki bu muhammed istifi ile benimki ayni svastika istifi: yeşildeki istifte svastika mim harfinde, benim istifimde ise sondaki dal harfinde. kompozisyon tarzı o kadar benziyor ki neslihan duran ile birlikte bu çiniyi ilk gördüğümüzde benim istifimin de bununla ayni olduğunu zannedip ancak karşılaştırarak bu farkı görebildim. tabii “benim istifim daha iyi” demeyi de ihmal
Bursa’da 2 kasım 2019′ daki “dil ve düşünce” konferansından Continue »
Son zamanlarda entelektüeller arasında, isimleri cisimlerine delalet etmeyen tuhaf kavramlar hakkında hararetli tartışmalar var: “tarihin sonu”, “medeniyetler arası çatışma”, “medeniyetler arası diyalog”, “dinler arası diyalog” ve saire, vs… İnsanlar medeniyetlerin çatışmalarından bahseden toplantılar düzenliyorlar. Güzel de, hangi medeniyetlerin çatışmasından bahs ediyorlar; yahut medeniyet derken hangi efsanevi “Mağrib-i Ankaa” kuşunu kasdediyorlar acaba? Bu medeniyet kelimesi çok telaffuz ediliyor; amma bu ism-i
Sanal Medeniyet: Medeniyetler çatışması mı, medeniyetin sonu mu? Continue »
Bugün internette sörf yaparken rahmetli Erol Güngör hakkında yazdığım bu mersiyeyi buldum. Bu mısraları yazmıştım vaktiyle, ama tamamen unutmuştum. Ben öğrenci iken Erol Abi ile Marmara Kıraathanesi sohbetlerinden ötürü, süregelen bir dostluğumuz vardı. Hatta Dündar Taşer rahmetli olunca erol abi ve bilhassa ziya abi nin ricası üzerine onun için de bir mersiye yazmış ve ebcedle tarih düşürmüştüm (bkz: : Mehmed