Kumru

bir gün önce numan hocaya gül şiirini okuduktan sonra bizim eve bir kumru misafir geldi. kumrunun yuvasında dahi merhaba yazdığını bu akşam numan hocam söyleyince farkettim ki bu da bir “selâm-ı ma la kelâm”.

mâverâdan geldi işte bir selâm, “maa lâ kelâm”/

merhabâ ey kumru cânım, cân-ı cânım merhabâ/

bârekallah ger nühüfte ger selâm-i âşikâr…

sübhanallah, v’elhamdü lillah, fe-enzur ilâ âsâri rahmet illâh: kumru gelip bizim kitaplığın üstüne yuva yapmış!…

Numan Konuk, Şahin Uçar ile birlikte.

28 Haziran: Numan Hoca’ya, Gül şiirindeki “Her gül-î gülzâr bûyî
nâfe-î “kaalû: belâ!”
Her dem-î hoş-bû gül-î ter
taa ezelden merhabâ!” kısmının ne demek olduğunu açıklarken…

21 Temmuz

kumru yavrusunu bizim eve bırakıp kayboldu; bir kaç gündür gelmiyor. yavruyu nasıl beslemem gerektiğini bilmiyor ve pek de beceremiyorum…

kumru yeniden bizim eve teşrif etti. çok sevindim, çünkü çok şükür artık yavrusu yeniden ona emanet annesi birkaç gündür gelmiyordu. kumru değil fahte sanki mübarek; hem de lenkfahte!… belki de hayvan öldü, öldürüldü kaldı bir yerde diye, yavrusunu ben beslemeye çalışıyordum. bugün baktım kumru dönmüş elhamdülillah. yavrunun sevincini paylaşıyorum…

ve nihayet dışarıya çıktı bizim kumru artık mezun olup uçup gitti.

GÜL

“Güle dair bir neden yok gül açar çünkü açar/
Ne gözetir kendini ne görülmek arzular..”
Angelus Silesius. Merhum Sedat Umran çevirmiş…
.
“Üstünde Gül biten bir toprağın ‘kil’ tabakasına
o gülün kokusu sinmiş, ve o kilde dahi bir gül kokusu
peydâ olmuş”… Kil dermiş ki: “ben bir müddet gül ile
komşu oldum/ bu gül kokusunu o gülden aldım”
Gülistan, Şeyh Sa’dî-i Şîrâzî

GÜL

.
Ey gönül gel, gör, ibret al!
Bir avuç kilden topraktan gül biter…
Topraktan gül nasıl biter?
Tohum nasıl oluyor gül?
.
Tohm-u gül, güldür, gül açar,
Bu cansız ‘kil özü’nden ne alır gül?
bir gül açmışsa eğer gâyesī var, cânı var
Gül mü asıl, Kil mi asıldır, ey dil?
.
Aslı, nesli, resm ü hüsn-ū ânı var
Kōkusū gül, rengi gül, bir gonce-ī pinhânı var
Ey ‘Sebeb’-ī hilkat-ī gül, ‘Gâyet’-īvuslat nedir?
Şerh-i esrâr-ī rümûzdur hem nihânî bir sadâ!
.
Gül açar; ki sırr-ı beyânıdır:
Bir avuç “kil”ī…gül” eden O’dur!
.
Ey gönül gel kendözün bil
Gel kendine sefer et, bul!
Kendözünden kendine gel
Budur Yolculuk, budur Yol!
.
Dil de bir güldür: “Lem-yezel”
.
Her nesnede gizlidir ol
Evvel, Âhir, Bâtın, Zâhir
Ondan sever şeydâ gönül
Ondan biter mutalsam gül
.
Ondan mıdır ki güldür, gül?
gül değildir gönüldür gül
.
Ondan mıdır şeydâ gönül?
gül alır gül satar gönül
.
güldür solar tekrar biter
dalında bir bülbül öter
kokusu cânımda tüter
gönlümdeki bir güldür, gül
.
“Her gül-ī gülzâr bûyî
nâfe-ī “kaalû: belâ!” •
Her dem-ī hoş-bû gül-ī ter
taa ezelden merhabâ!
.
Sebebi nedir bu açan gülün?
niye yaprağı dökülür dalın?
nereden gelir kokusu gülün?
.
Gül kokar “açık sır” olur âşikâr ••
“Gül remz-i cemâl-ī gül-i ruhsârı o yârin!”•••
Dil şâhid-i mazmûn olalī ol gül-i gülzâr
Gül olur açar…
Gül açar ki sırr ola âşikâr!…
.

• şairin kendi divanındaki “Fuzuli’nin gazeline taştîr” şiirinden alınmış bir mısra
•• açık sır (open secret) Goethe’den muktebes “varlığın ma’na ve mazmunu” kitabında geçen bir bahis
••• şairin kendi “tevhid kasidesi” nden alınma bir mısradır

Scroll to Top