Pür-heves ten mürg-i cândan hâlî kalmış bir kafes
Mâverâdan geldi tekrar mâverâya döndü ses
Bir derûnî ihtizâzın sâkit oldu nağmesi
Ey hüvel-bâkî diyen ses, sustu nazm-ı Hû nefes
Cân-ı bâkîdir her an gönlümde ammâ ol sadâ
Hûş-derdem, yâd-daştem, hem-dem ü hem mültemes
Hâkden hâsıldı evvel herşey âhir oldu hâk
Söyleyen dil, ağlayan göz, cümle derd, ârzû, heves
Bülbül öldü kaldı bâğ-ı dil tehî ey Şâhinim
“Yâr-ı zâr Fethî de yok feryâdıma feryâd-res”
Mâverâ Dergisi, Ocak 1978